14/32
Kaçışından 12 yıl sonra, kariyer suçlusu Trojan Berlin’e geri döner. Şehirde değerli bir tablo çalınmak üzeredir. Ancak titizlikle planlanmış soygun kısa sürede kontrolden çıkar. Sırada Im Schatten (2010) var. Berlin’deki 2009 Dünya Atletizm Şampiyonası sırasında izleyiciler, IM SCHATTEN’den (2010) profesyonel suçlu Trojan’ın (Misel MATICEVIC) belirsiz bir süreliğine başkenti nasıl terk etmek zorunda kaldığını görebildiler. Trojan hala oldukça benzer bir şekilde hareket ediyor: Saatler, nakit para ve tablolar gibi somut nesneleri çalmak gibi eski moda suçlar. Bir mafya veya klan yapısıyla hiçbir bağı olmayan, yalnız bir savaşçı, sadece ara sıra ve takımda zorunluluktan dolayı! Ruhr bölgesinde bir darbe planlandığı gibi gitmeyince, Trojan eski bağlantılarını (Marie-Lou SELLEM) aramak için Berlin’e geri dönmek zorunda kalır. Ve gerçekten de: Trojan, üç yoldaşıyla (Tim SEYFI, Marie LEUENBERGER, Bilge BINGÜL) birlikte Caspar David FRIEDRICH’in değerli bir tablosunu çalmayı başarır. Ancak daha sonra gizemli müşteri Viktor (Alexander FEHLING) ile sorunlar gerçekten başlar… BERLINALE 2010’da, Braunschweig doğumlu yönetmen Thomas ARSLAN’ın IM SCHATTEN’i uzun zamandır beklenen bir tür bombası gibi çarptı. Berlin Okulu’nun sinematik araçları kullanılarak Almanya’da yapılan sürükleyici bir tür filmi anlatıldı. Son derece heyecan verici, nadir diyaloglar ve patlayıcı şiddet anları! ARSLAN, VERBRANNTE ERDE ile görünüşte hiçbir sorun yaşamadan devam ediyor. Gangster filmleri Alman sinemasında hala nadirdir. Kameraman Reinhold VORSCHNEIDER’in (ve IM SCHATTEN’in) görüntüleri büyük bir kesinlikle Almanya’nın gölge versiyonunda yaşayan insanlardan bahsediyor. Karanlık yerler, yakındaki hedeflerin gölgesinde ve yine de polisin ve normal nüfusun algısından uzak. Berlin, filmin başkahramanlarının hem yardımcı oyuncusu hem de rakibi olarak karşımıza çıkıyor. Norveçli besteci Ola FLOTTUM’un (DÜNYANIN EN KÖTÜ İNSANI, 2021) sade müziği bu gergin atmosfere büyük katkıda bulunuyor. Bildiğiniz ve yine de bilmediğiniz bir başkenti gösteriyor. Birçok izleyici, çevresindeki tüm yollarla bu kentsel yayılmayı tanıyabilecek. Bize çok yakın hayaletimsi yerler: gölgelerde kavrulmuş toprak! Misel MATICEVIC (SUÇLULARIN ÖNÜNDE / BABYLON BERLIN) muhtemelen daha fazlasını göreceğimiz Truva atı rolünde bir kez daha çok ikna edici (Thomas ARSLAN bir tür Truva atı üçlemesi planlıyor). ALMAN FİLM ÖDÜLÜ adayı Marie Lou SELLEM (2024’te KNOCHEN UND NAME / BONES AND NAMES için aday gösterildi) buz gibi bir arabulucu olarak orada. Ancak ALMAN FİLM ÖDÜLÜ sahibi Alexander FEHLING (2019’da DAS ENDE DER WAHRHEIT / THE END OF THE TRRUTH ile kazanan) korkutucu derecede iyi ve Klaus KINSKI ve Michael FASSBENDER gibi klasik kötü adamlardan saklanmak zorunda bile değil. Thomas ARSLAN’ın öyle değil. Truva üçlemesinin üçüncü filmiyle 2010 ile 2024 arasında olduğu kadar zaman harcamak istemiyorum. Heyecanlı kalın!